9 Kasım 2012 Cuma

Yanında olmak

Sonra düşündüm.
Yanımdaydın.
O an benimleydin, evet.
Evet seviyordun.
Peki ya sonra ?
Sonra ne olacaktı ?
Gidecek miydin ?
Gitme mi diyecektim ?
Bitti mi diyecektin ?
Sustum ve dudağına ufak bir buse kondurdum.
Böylesi daha tatlıydı.

28 Ekim 2012 Pazar

Ama severim..

Ben her şeyini sevdim senin.
Varlığını, gülüşünü, bakışını, 
Konuşmanı, kokunu, sarılmanı,
Susmanı, kızmanı, kıskandırmanı,
Ben her şeyini sevdim.
Beni sevmeni sevdim. 
Ben, benimle olmanı sevdim. 
Sonra ne bileyim canımı yakmanı bile sevdim.
Sana ait olmayı, seninle olmayı sevdim. 
Ben seni sevdim. 
Her şeyini sevdim.
Her şeyinle sevdim. 
Doğrularınla, yanlışlarınla sevdim.
Bana bağırmanı bile sevdim.
Bir tek gidişini sevemedim.
Olsun, sen mutluysan git. 
Onuda severim ben. 
Sen mutlu ol diye severim. 
Gidişine ağlamam mutlu ol diye. 
O sevdiğim gülüşünü yitirme diye ağlamam.
Boşver derim, gitsin.
Kendi kendimi yerim sonra,
İzin vermemeliydim diye.
Olsun, sen yinede mutlu olacaksan git.
Ben özlemem seni.
Gülüşünü, bakınışını, kızmanı
Hiç bir şeyini özlemem.
Varlığını, nefes alışını, omzuma kafanı koyuşunu bile özlemem. 
Ama severim, her şeyi yaparım da sevmekten vazgeçemem.

6 Ağustos 2012 Pazartesi

Aynıyım

Bana bir arkadaşı mesaj attı geçenlerde. Şerefsizlik yapacak ya illa. Neymiş numarasını silecekmişim. Neymiş mesaj atmayacakmışım beni unutması gerekiyormuş. Ben severken neden unutasın ki ? Bende seviyorum, bak işte buradayım. Gel desen koşarak gelirim. Tamam belki mesafelerimiz olabilir ama mesafeler aşka engel değildir ki. Sen seviyorsan, ben seviyorsam kendimizden başka engelimiz yoktur bizim. Ama sen hala aynı sahtekarlıklardasın.. Bir insan 1 senede hiç mi değişmez ? Sen değişmiyormuşsun işte pezeveng. Hala aynısın. Hala aynı umut. Beni umutsuzluklarla bırakan armut umut! Gerçekten sevseydin aldatmazdın. Ayrılmazdık. Öyle değil mi ? Hani ben hala salak gibi bekliyorum ya, eminim sende arkadaşlarınla gülüşüyorsundur arkamdan. 'Hala beni bekliyor aptal' diyorsundur kesin. Evet öyle. Hala seni bekliyor bu aptal. Hala seni istiyor. Hala sana atıyor bu kalbi. Hala seninle ilgili hayallerle uykuya dalıyor. Hala aynı bu kız. Değiştim diyorum ya hani, tek değişen sana olan inancım aslında. Sevgim değil. Sevgim aynı. Ben aynıyım. Biz olursak her şey aynı olacak sevgilim. Ama gelmiyorsun. Neden ? Ne istiyorsun sen onu bi söylesene.
Seviyormusun yoksa unutmak bahane mi ?

29 Temmuz 2012 Pazar

mesaj

Hem hatıraların hemde geriye kalan umutsuzluk tablomuz kırıyor beni.. Gitmeden önce söylediklerin, verdiğin sözler , geç kalmışlıkların, terk edip gidislerin ve dahası.. Sen ve ben asla biz olamadık. Hep biz diye başlarım cümlelere ama biliyorum aslın öyle olmadığını. Belli ki sen farkında değilsin , ben istediğin zaman çağıra bileceğin köpeğin değilim. Pekala eskiden öyle olabilirim ama artık o kız yok karşında. Ben artık tek bir mesajınla çağırabileceğin küçük kız çocuğu değilim.

17 Temmuz 2012 Salı

Evlilik

Sevgilinizin telefonunun olmadığını düşünün. Acil durumlarda ulaşamadığınız, saatlerce mesajlaşamadığınız ve özlediğinizi her dakika söyleyemediğiniz bir sevgili..
Evet, benim sevgilim tamda böyle. İlişkimiz başladı başlayalı böyleyiz. Arada bir telefonumu arar hal hatır sorar, saatlerce süren konuşmanın ardından telefonu kapatırız. Tam bir görücü usulü ilişki sürüyoruz anlayacağınız. Birde buluşamıyoruz onu hiç es geçermiyim. Benim ailem, yaz tatilim ve onun işleri yüzünden hiç bir şekilde buluşamıyoruz. Birde mesafeler var doğru ya. Ben anadolu yakasında, o avrupa yakasında. Olacak iş mi ? (Bu arada sevgilim babasının iş yerinde çalışıyor)
Bugün onun çok yakın bir arkadaşıyla mesajlaşıyordum. Bana o iş yerine benim için katlandığını söyledi. Çok şaşırdım nasıl yani falan diye sordum ama çocuk ser veriyor sır vermiyor. Öyle işte anlarsın ileride, boşver diyorum sen kendin göreceksin gibi şeyler söyleyip durdu bütün gün. Ben telefonu yok diye yakınırken konu buralara kadar geldi. Hiç bir şey çıkartamadım bu konuşmadan. Ya sizce bir şey çıkartmalımıyım ? Yada ne gibi bir şey çıkartmalıyım ? Evlilik desek daha çok erken ama düşünmeden edemiyorum.Geçenlerde ona bir yazı yazmıştım hayalim ile ilgili. Şöyleydi ;
''Düşünsene sevgilim, evlenmişiz. Şu cicim aylarındayız hani, ben işten koştur koştur gelip bir yandan yemek yapmaya çalışıyorum bir yandan da üstümü değiştiriyorum. O sırada yemek yanıyor. Sonra sen işten geliyorsun o yemeği tabağına öyle servis ediyorum. Biraz utanarak, biraz çekinerek.. Sen gülümsüyorsun. Ayağa kalkıp alnıma bir öpücük konduruyorsun. Sorun değil balım, çok yoruluyorsun diyerek o güzel gözlerinle gözlerimin içine bakıp gülümsüyorsun. Ben mahçup bir şekilde boynundan öpüyorum çok hoşuna gidiyor ya hani belki bu küçük hatamı unutursun umuduyla işte. Günler böylece birbirini kovalarken sana baba olacağın haberini veriyorum. O an ki yüz ifadenede kahkahalarla gülüyorum elbette. Beni kucaklayıp döndürüyorsun ve sonra baba olcağım diye bağırıp duruyorsun. Ben o gün yine ilk yaptığım yemekten yapıyorum tabii bu sefer yanık olmuyor. Karşılıklı yiyiyoruz. Film izleyip, müzik dinliyoruz. Ben kilo aldıkça sinirlerim bozuluyor ve sen bana seni her halinle seviyorum diyorsun. Teselli etmeye çalışıyorsun. Günler birbirini kovalarken doğum zamanım geliyor ve sana benzeyen bir oğlum, bana benzeyen bir kızım geliyor dünyaya. İsimleri Ediz ve Pera Rüya koyuyoruz. Hani hep hayalini kurduğumuz isimler. Sen doğumada giriyorsun ama korkaklığın tutuyor, bayılıyorsun aşkım.. Doğumdan sonra yanıma gelip kulağıma ; ''Annelik sana çok yakıştı'' diye fısıldıyorsun. Çocuklarımızı birlikte büyütüyoruz. İlk sevgililerini, ilk buluşmalarını, ilk kavgalarını dinliyoruz. Onları büyütüyoruz ve yuva sahibi yapıyoruz. Torunlarımız oluyor. Sende bende buruş buruş olmuşuz ama hala ilk günkü gibi öperek uyandırıyorsun beni. Torunlarımız dahi imreniyor bu aşkımıza. Ve bir gün sen beni öptüğün halde uyanmıyorum ben.. Rüya son buluyor, vefat ediyorum. Sende o an yanı başımda kendinden geçip vefat ediyorsun, yine el ele ölüyoruz sevgilim. Bir ömür boyu sözümü tutarak'' 
Böyle bir yazım işte buda. Fazla duygu içerikli. Zaman ayırıp okuyanlarada çok teşekkür ediyorum.

12 Temmuz 2012 Perşembe

Senin Gibi

Ben aşkımı yalnız gözlerinde buldum, ben eski seni gezdiğimiz sokaklarda buldum. Ben sevginin ne demek olduğunu ellerin ellerimdeyken anladım. Bırakmayacaksın sandım uçurumun kenarında bıraktın. Kokunu, o değişmeyen kokunu özlediğimi, hissedince anladım. Zordu unutmak, unutmaya çalışmak ve sonuçta unutamamak. Alış bensizliğe diyorsunda, alışamam sensizliğe. Yok olmaz yapamam. Ne olursa olsun yapamam çünkü zorlukları yendiğim zaman ki kadar güçlü değilim. Sen olduğun zaman güçleniyorum. Yanımda bulunman, seni görmem bile yetiyor. Ancak öyle ayakta durabiliyorum. Sana layık olmaya, senin gibi güçlü olmaya çalışlıyorum.

Neden ?

Anlamıyorum ben seni
Ne oldu ki bize böyle ?
Ne olduda ayrıldık, ayrı düştük ölesiye..
Hani aşkındım aşkım.
Hani seviyordun sen beni.
Hani kurduğumuz evlilik hayalleri, ne oldu ?
Beni bırakmayacak olan sen neredesin ?
Yalancı çıkarıp gelsene tekrar.
Bırak onlar ağlasınlar tekrar tekrar..
Neden her gece ben ağlıyorum sevgilim ?
Neden sevilen ben olmuyorum.
Neden, neden, neden hep ben.
Kırılan kalbimle biz bizeyiz yine.
Bir elimizde sigara var, evet
Ciğerlerime kadar çektiğim sigara.
Hani o içme dediğin lanet olası.
Şimdi sen öldürdün birden
O en azından yavaş yavaş işliyordu kanıma, sen böyle birden...
Olmadı sevgilim, yaptığın çok koydu

Şimdi yalnızlıkla pençeleşiyorum 
Yalnız kalmak bir ilaçmıdır, yoksa hastalığın ta kendisimi ?